Sonunda başladım...
- ozturkebru18
- 5 May 2022
- 2 dakikada okunur
Kafamda her bir duygu o kadar yoğun ve dağınık ki nasıl toparlayacağımı bilemiyorum. Sevimsiz bir arkadaşım her ne kadar 'uçaktan başla' diye dalga geçse de :) zaten niyetim o yöndeydi. Çünkü uçak bulutların üzerine yükseldiğinde ilk hissettiğim duygu, 'sonunda başlıyorum' heyecanıydı.
Sonunda başlıyordum. Mardin'e ilk ayak bastığımda merdivenlerden inip etrafa bakınmaya başlamıştım ki teyzemin benim ilk anlarımı fotoğrafladığını fark ettim. Sanırım O'na da heyecanımı hissettirebilmişim. Yaşadığım ülkenin en doğu şehirlerinden birine bir buçuk saatlik bir sürede ayak basmak, beni bambaşka duygulara götürdü. İlk iki gün dükkanlar kapalıydı. Ramazan ayının şehirde yarattığı inzivayı hissetmemek imkansızdı. Kırk beş dakika süren bir yolculuk sonunda Mardin'in Derik ilçesine geçtik. Ufak bir yürüyüş ve keşif sonrası bizi devasa surlarıyla karşılayan Diyarbakır'da bulduk kendimizi. Surlar şehrin büyük bir kısmını kaplıyordu neredeyse. ilk ayak bastığım anda beni arayan sevgili arkadaşım Bawer'in orada oluşuma duyduğu kıskançlığa :) ve mutluluğa değinmeden geçemeyeceğim. Bu şu an bana kahkaha attırsa da :) Diyarbakır'ın gelişmiş şehir merkezinin dikkatimi fazlasıyla çektiğini belirtip yazıma devam etmek istiyorum. Turizme çok açık bir bölge. Tarihi hanları, bozulmayan dokusuyla oldukça misafirperverdi. Hasretinden Prangalar Eskittim diyen Ahmed Arif'in evini, daktilosunu görmenin beni nasıl heyecanlandırdığının tarifi yok. Uzun uzun taştan dar sokaklarda neredeyse çıplak ayakla yürümek istedim. Müzeye çevrilmiş cezaevini görüp kanlı bir tarihe duyduğum üzüntüden sonra soluğu On Gözlü Köprü de aldık. Fakat öncesinde surların tepesinden şehri saatlerce izleme isteğinden kaçamadığımı bilmenizi isterim. Diyarbakır da akşamını da yaşayabileceğim bir gezi sözü verdi teyzem de zaten :) Çünkü o bozulmamış doğayı akşam ışıklarında mutlaka görmeliyim. Ertesi gün Şanlıurfa'ya geçtik. Bu seyahat esnasında Göbeklitepe'yi de görebileceğimi bilmiyordum. Nasıl heyecanlandığımı anlatamam. Bizi misafir eden Sultan ablaya hunharca sarılıp sevinç çığlıkları atmak istedim ama ne gerek var insanları bunaltmaya değil mi? :) Göbeklitepe'ye yaklaşırken, insanlığın başlangıç noktasına gidiyor olmak beni çok etkiledi. Mezopotamya toprakları çok büyük zenginlikler ve sırlarla dolu. Taşına toprağına hayran kaldığım bir ülkede yaşamak gerçekten gurur verici. Tüm o tarihi taşlara dokunma duygusunun önüne geçemedim. Bayram sabahı ise Midyat'ı gezdik. Dünya da yaşayan üç antik kentten biri bizim topraklarımızda. Midyat'ın taş evlerini çok kıskandım. Dokusu hiç bozulmamış. Yerel halk oldukça misafirperver. Sanırım bu cümleyi gezdiğim üç şehir için tekrarlayıp duruyorum. Sonrasında herkes gibi bende başıma o meşhur yazmayı bağlattım. Geleneksel kıyafetleriyle, hızmasıyla Yıldız adında genç bir kızdı beni süsleyen. O yazmayla gezerken bile farklı hissediyorsunuz ve tabi ki Göbeklitepe'den sonra en çok hayran kaldığım yer, şehre en az 20 km uzaklıkta kalan Mor Gabriel Manastırıydı. Süryani rahip/rahibeler orada yaşıyorlar ve aktif olarak halen ibadetin yapıldığı bilinen en kadim tapınağı olma özelliğini taşıyor. Süryani olan insanlarla tanışıp konuşamamak ise bir o kadar içimde kaldı. Ayrıca manastır çok büyük bir alana yapılmış ve tertemiz, düzenliydi. İlk girişte iki yanınızda sizi zeytin ağaçları karşılıyor. Manastır Hristiyanlar için oldukça önemli bir yer kaplıyormuş. Avrupa Devletlerinden destek gördüğünü işittik. Ortadoğu'yu paylaşamamalarının sebeplerinden birinin de Mezopotamya topraklarında bulunan, Onlar için önemli olan kutsal toprakların çokluğunu düşünmeden edemedim.
Özetlersek, tarihi ve kültürel dokuyu benliğimde hissettiğim, yazdıklarımdan çok daha fazlasını içimde yaşadığım, ellerimle dokunduğum, çok yürüdüğüm, fazlasıyla keyif aldığım bir gezi oldu. Sevgili partnerim Saliha Yelken'in bilgisi ve katkılarıyla daha da eşsiz bir deneyim oldu diyebilirim. Siz okuyanlara tavsiyem ise, gerçekten gezin, tüm yüreğinizle, daha fazla insan tanıyın, farklı kültürleri deneyimleyin. İnsanı tanımanın, anlamanın, hoşgörü geliştirmenin en güzel yollarından biri olarak görün o seyahatlerinizi. Tekrarlanması dileğiyle, yüreklice sevgilerimle, aşkla, tutkuyla ve hep aynı heyecanla...

Yorumlar